9 Mart 2012 Cuma

DEĞİŞTİRİLEN GEN Mİ? SEN Mİ? EVREN Mİ?

DEĞİŞTİRİLEN GEN Mİ? SEN Mİ? EVREN Mİ?

Prof. Dr. Şeminur Topal,

Yeni İnsan Yayınevi,

2007,

192 sayfa.




[Resim: 127366an7.jpg]

Doğal kaynakların hızla tüketilmesi bilimsel araştırmaları yeni kaynak arayışında biyoteknolojiye yöneltti ve ilgi gen değişimi-aktarımı üzerine yoğunlaştı. Daha ziyade tıp ve endüstri alanlarında uygulama sahası bulan biyoteknoloji uygulamaları 90'lı yılların ortalarından itibaren tarımda Genetiği Değiştirilmiş Organizmaların (GDO) kullanılmasıyla tartışılmaya başladı. Çiftçiler, bilim insanları, çevreciler ve tüketiciler itirazlarını toplumsal ve siyasal hareketler aracılığı ile yükseltiler. Eleştirilerin merkezindeyse çevre, sağlık, ekonomi, hukuki ve etik kaygılar bulunuyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. R. Şeminur Topal Değiştirilen Gen mi? Sen mi? Evren mi? adlı kitabında modern biyoteknoloji uygulamalarını, biyogüvenlik ihtiyacının nedenlerini, transgenik teknolojisini ve taşıdığı potansiyel riskleri, bu risklerin önlenebilmesi için gerekli mekanizmaları ele alıyor. Yazar bu konuları irdelerken "Transgenik uygulamaların tarımsal sürdürülebilirlik ve toplumsal güvence acısından ayrıntılı olarak irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekliliğine" vurgu yapıyor. Tarımda bir dönüşümün yaşanacağının işaretlerinin belirginleşmeye başladığı ve zengin bir biyolojik çeşitliliğe sahip ülkemizde ise biyogüvenlik konusunda ulusal herhangi bir norm, kural ve yönetmelik bulunmaması Topal'ın çabasını daha anlamlı kılıyor.

Transgenik teknoloji ve uygulamalar hakkında bilmediklerimizin bildiklerimizden daha çok olduğunu savunan Topal, transgenik ürünlerin uzun dönemde insan sağlığı ve çevre üzerinde yaratabilecekleri olumlu/olumsuz etkiler konusunda yeterli bilgi olmadığını ekliyor ve ayrıca bilmediklerimizin daha da önem taşıyan nitelikte olma olasılığını yüksek olarak değerlendiriyor. Bu noktada akla hemen ihtiyati tedbirler akla geliyor ki Türkiye'nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Cartagena Biyogüvenlik Protokolü'ne göre ihtiyati tedbir hukuksal olarak işletilebilir ve üye ülkeler genetiği değiştirilmiş ürünlerin ithalatı esnasında her türlü tedbiri alma hak ve yükümlülüğüne sahip. Yasal olarak Türkiye'de genetiği modifiye ürün ekilmiyor. Fakat yasal boşluk transgenik ürünlerin kontrole tabi tutulmadan sadece ithalatçının beyanıyla ülkeye girmesine neden olabiliyor.

Topal kitabında sadece potansiyel risklere ve evrensel kaygılara işaret etmekle kalmıyor, ulusal ve uluslararası planda etkin politikalar oluşturma, kontrol süreçlerini ve toplumun müdahil olabilme mekanizmalarını ortaya çıkarabilme konularında önerilerini ortaya koyuyor.

Barış Gençer Baykan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder